Evet tam da şuan geliyorum diyor. Önümüzdeki 2 hafta çok kritik. Lütfen bu dönemde birlikte savaşalım, tüm önerilere uyalım.
Pandeminin etkilerini ülkemizde de yaşamaya başladığımız bu zor günlerde, bir tarafta bilinçsizlik ve duyarsızlık, bir tarafta panik hali almış iki kutup görüyorum. Bu yanlış tutumların tek çözümünün salgınlar konusunda bilinçlenmek olduğunu düşünüyorum.
Bir salgın durumunda artık sadece kendi hayatından değil, etrafındaki herkesin hayatından sorumlusun. Yani ‘ben gezmek istiyorum’, ‘bana bişey olmaz’, ‘benim bedenim benim kararım’ filan diyemezsin. Çünkü sen genç ve semptomsuz bir taşıyıcı bile olabilirsin ve bu virüsü annene, babana taşıdığının farkına vardığında geç kalmış olabilirsin. Bilindiği gibi yaşlılarda risk artıyor.
NEDİR BU COVİD-19?
Öncelikle COVİD- 19 hastalığın ismidir. Bu hastalıktan sorumlu virüsün adı SARS-CoV 2 olarak kabul edilmiştir. Coronavirüs ailesi içinde tanımlanmış birçok virüs var. Bu ailenin ‘betacoronavirüs’ cinsi içinde tanımlanan SARS-CoV ilk olarak 2003 yılında ortaya çıkıp birçok insanın ölümüne neden olmuştu. 2012 yılında aynı cins içinde yer alan MERS-CoV virüsünün de insanda gösterilmesi aynı endişeleri doğurmuştu. Son olarak yine bunların kardeşi olan ve 2019’da Çin’de ilk kez tanımlanan SARS-CoV2 ismi verilmiş bu virüs şu anda dünyada binlerce insanın ölümüne neden olmakta.
NASIL BULAŞIR?
Damlacık yolu ile bulaşır. Yani öksürme, hapşırma ile etrafa saçılan virüslere temas edilince. Burada eller önemli bir yer tutuyor. Bir markette, cafede, avm’lerde yürüyen merdivenlerde, kapılarda yani elinizin değdiği her yerde virüs olabilir. Sen de elini farketmeden yüzüne, gözüne götürürsün, bu kadar kolay bulaşır. Bu virüs cansız yüzeylerde 8 saate kadar canlı kalabilir. İyi olan tarafı sabunla çok kolay ölmeleri. El yıkamanın önemini de burada vurgulamış olalım.
NE ZAMAN MASKE TAKALIM?
Solunum semptomları (öksürük, burun tıkanıklığı, boğaz ağrısı, hapşırma ) varlığında tıbbi maske takılması önerilmekte. Hasta olmayanların maske takmasına gerek yoktur. N95 maske ise sadece hasta ile yakın temas edecek sağlık çalışanı için önerilmekte.
NASIL TANI KONULUR?
En önemli 2 semptom ateş ve kuru öksürük. Hastaların % 90’ında ateş yüksekliği görülüyor. İlerleyen süreçte nefes darlığı ortaya çıkabilir. Daha az sıklıkta da boğaz ağrısı, kas ağrısı, baş ağrısı, diyare görülebilir. Genç ve ek hastalığı olmayan bireylerde semptom görülmeyebilir. Bu hastaların bulaştırma riski daha düşük, bunda öksürerek virüsü yaymamasının payı var.
Kesin tanı; burun, boğaz sürüntüsü, balgam örneğinden yapılan moleküler testlerde virüsün saptanması ile konur.
TEDAVİ ?
Etkinliği kesin olarak kanıtlanmış spesifik bir tedavi yok. Ancak şu aşamada çalışılmakta olan ve yararı gösterilen bazı ilaçlar mevcut. Bunların sadece ağır vakalarda ve 60 yaş üzeri hastalarda verilmesi önerilmekte.
ÖNLEMLER
- Özellikle şeker, kalp, hipertansiyon hastaları ve 60 yaş üzeri hastalar risk altında. Ama 30 yaşın altında ölüm görülmemiş diye duyarsız davranırsak bu hastaların ölümüne neden olacak virüsü farketmeden taşıyabiliriz bile. O yüzden bu dönemde lütfen zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamayı ve mümkün olduğunca az kişi ile temas etmeyi tercih edelim.
- El hijyeni çok önemli. 20 saniye boyunca sabunla el yıkamak virüsü öldürmek için yeterli. Antiseptikli sabuna gerek yok, normal sabun yeterlidir.
- Kontamine olduğunu düşündüğünüz yerleri çamaşır suyu kullanarak temizlemek etkili.
- Soğuk algınlığı ilaçlarının bir yararı gösterilmemiş, hatta ibuprofen içeren ilaçların riski artırdığı düşünülmekte. Gereksiz ilaç kullanmayalım.
- Bu süreçte ACİL durumlar dışında sağlık kuruluşlarını meşgul etmeyelim. İlaç raporları temmuz ayına kadar uzatıldı, raporlu ilaçları reçetesiz eczaneden alabilirsiniz.
- Doğru beslenmek hastalıktan korunmakta önemli.
- Yiyeceklerden bulaşır mı? Hayır. Ancak çiğ et, çiğ balıklara temas ile ellerden bulaşma riski var.