Bir çıt sesi geldi sonunda. Bali…Şeytanın bacağını kırıp, o gelgitli denizlerine attım gitti.
2010 yılında oldukça popüler olan ‘Eat, Pray,Love’ kitabı ve Julia Roberts filmi ile akıllarda yer etmiş olan bu adaya gidebilmeyi hayal ettikten tam 7 yıl sonra gidebildim.
Bali’de 10 gün kaldım ve her sabah cennete uyanır gibi yaşadığım şey, bu kez hayal değil gerçekti. İşte tam da hayal ettiğim gibi! Bu mistik adanın büyüsünde kayboldum. Sanki geride bıraktığım o modern şehir hayatı, çok eskide kalmıştı.
Neden Tanrıların Adası? soruma ilk günümde cevap buldum. Her evde bulunan hepsi ayrı sanat eseri olan tapınaklarını, cenneti anımsatan yemyeşil doğasını, insanların kültürel ve sanatsal açıdan zenginliklerini ve bu fakir insanların mutlu yüzlerini gördüğümde buldum cevabı. Buradan dönerken ben de daha zengindim artık.
BALİ GEZİ REHBERİ
Gezi planı yaparken Ubud ve Seminyak-Kuta bölgesi olmak üzere 2 bölgeye ayırmak gerek.
O nedenle kalınacak otelleri de en az 4 gün Ubud, 4 gün de Seminyak’ta olacak şekilde planlamanızı öneririm. Eğer doğayla iç içe olmak, yoga yapmak, yeşile doymak istiyorsanız Ubud tam size göre. Yok ben hareketli bir tatil istiyorum, sokaklar canlı olsun, eğlenceye doymak istiyorum diyorsanız seminyak size göre. Bu yüzden, nerede ne kadar kalacağınız biraz da ne istediğinizle ilgili.
Seminyak gezilecek yerlere daha yakın ve daha nezih bir yer olduğundan seminyak’ta kalmanızı öneririm. Kuta’da Legian Street denen kalabalık bir cadde ve alışveriş merkezleri var. Gece hayatı Kuta’da canlı ama kaliteli bir yer aramayın, ben seminyak’taki gece hayatını da gayet canlı buldum.
Ulaşım için taksiler çok ucuz ve zaten geçtiğiniz her yerde ‘taksi’ diye bağırarak yolunuzu kesen birini mutlaka görürsünüz. Hatta bazıları hayır cevabını umursamayıp ısrarla peşinizden koşuyor. Baştan pazarlık yapmayı unutmayın, çünkü başta 5 katı fiyat söylüyorlar genelde. Pazarlıkla onda birine bile tav oluyorlar. Zaten paraları öyle değersiz ki, binlerce rupi indirim yaptıktan sonra, ‘iyi pazarlık yaptım’ diye tam sevinecekken aslında 5 tl için o kadar uğraştığınıza üzülebilirsiniz. 1 ya da 2 kişiyseniz motor taksileri de tercih edebilirsiniz, nispeten daha ucuz.Tur ofisleri ile anlaşıp turistler için düzenlenen günlük turlar da bir seçenek olabilir. Biz turlar yerine kendi istediğimiz yerlere gitmek için ;Ubud’da kaldığımız otelin sahibi ile anlaştık, bizi günlük 100 tl ye akşama kadar 1-2 saatlik mesafe uzaklıktaki her yere götürdü. Yakın mesafeler için genellikle uber taksi kullandık, normal taksilere göre çok daha ucuz. Ama gitmeden Uber taksi uygulamasını telefonunuza indirin yoksa orada hattınızı kullanamayacağınız için indirmek sorun oluyor. Bali’de internet de çok ucuz, 30 tl’ye 10 gb’lık sim kart satın alabilirsiniz.
Bali’de gezilecek oldukça fazla yer var. Hepsini gezmek için en az 1 ay kalmak lazım herhalde ve ben kesinlikle tekrar gideceğim. Öncelikli görülmeye değer yerleri uzaklıklarına göre 8 günlük bir plan yaptım, bunu esnetmek size kalmış.
UBUD’DA 4 GÜN
1.GÜN
Sacred Monkey Forest
Maymunlarla heyecan dolu dakikalar geçirmeye hazırsanız buyurunuz efendim. Maymunları omzunuza almak için türlü uğraşlar gerekecek. Muzu havaya kaldırıp önce omzunuza atlamasını sağlayın. Eşyalara ve kameralara dikkat. Buradaki maymunlar daha insancıl ama Uluwatu’daki maymunlardan birinin, turistin gözlüğünü çalıp parçaladığını gördüm. Unutmayın bu ormanda siz misafirsiniz, onların evinde onların istedikleri gibi olmak zorundasınız ve her maymun misafir sevmiyor 🙂 Bu kutsal maymun ormanında yaklaşık 800 maymun yaşamakta. Hinduizm inancına göre bu maymunlar kutsal kabul ediliyor.
Ubud merkezde, yürüyerek rahatlıkla gidebilirsiniz.
Giriş: 50000 IDR
Ubud Palace: Yine merkezde bulunduğundan yürüyerek gidilebilir. İlgili olanlar için burada her akşam Bali Kecak dansı gösterileri sergileniyor.
2.GÜN
Coffee farm–Teba Sari
Teba Sari, Bali’de bulunan onlarca kahve çiftliğinden biri. Coffee farm seçimini şoförümüzün insiyatifine bıraktık ve otantik bir çiftliğe getirdi. Wayan bizi kapıda karşıladı ve yol boyunca kahvenin bütün yapılış aşamalarını anlattı. Dünyanın en pahalı kahvesini dışkılayan Misk kedisi ile de tanışmış olduk. Bu kedinin yüzündeki hüzünlü ifadeyi unutamam sanırım. Özgürlüğü elinden alınmış bütün hayvanların ortak dramını gördüm yüzünde.
Wayan bize bahçede oturacak yerimiz gösterdi ve 5 dk sonra elinde bütün kahve ve çay çeşitlerini tattıracağı kocaman tepsiyle geldi. Hepsini tattım ve en sevdiğim bali kahvesi oldu. Ben kahveyi çok seven biri olarak Bali kahvesi ve luwak kahvesinden paket paket almış buldum kendimi.
Ulun Danu Bratan
Bali’de tapınak her yerde. Ama burayı görmeden gitmeyin derim. Göletin içindeki bu tapınak doğa ile bütünleşmiş, büyüleyici görünüyor. Yalnız buraya giderken mutlaka yanınıza ceket alın. Çünkü burası Bali’nin en soğuk bölgesi.
Pucak Wanagiri
Bali’de bir ağaçta bile huzuru bulabilirsiniz. Burası da Ubud’un kuzeyinde yer alıyor. Jatiluwith pirinç tarlalarına doğru giderken yol üzerinde görebilirsiniz.
Uçurum kenarında fotoğraf için tasarlanmış salıncaklar olduğundan selfie pucak da deniliyor.
Giriş:10000 IDR
Jatiluwith Pirinç Tarlaları
Unesco’nun koruması altında olan bu pirinç tarlası inanılmaz büyük ve göz alıcı. Burada yeşile doydum diyebilirim.
3.GÜN
Tegalalang Pirinç tarlaları
Bir diğer pirinç tarlası; jatiluwith’e göre daha küçük ama daha farklı bir güzelliği var. Hafif bir yokuşun sonunda palmiye ağaçları ile şahane bir manzara bekliyor olacak.
Tirta Empul tapınağı : Bali’de tapınaklara girmeden önce sarong denilen bu örtüleri belimize sarmak zorunlu. Bu kutsal su tapınağının özelliği; bu suda yıkananların şifa bulduğuna inanıyorlar.
Pura Gunung Kawi
Diğer tapınaklar kadar ilgi görmeyen, bakımsız kalmış bu tapınağın yeşilliğine tutuldum ben.
Git git şelalesi : Aynı isimde bir sürü şelale var, biz yolumuza düşen birine gittik, bu şelalelerde insanlar suya giriyor. Doğaseverler için bir destinasyon olabilir.
4.GÜN
Besakih Tapınağı
Bütün tapınaklar gözünüze aynı gelmeye başlamışken Bali’nin en büyük ve ana tapınağı olan Pura Besakih tapınağına çevirelim rotayı.
Tirta Gangga Water palace
Tirta Gangga, ganj nehrinden gelen su anlamında. Bali’de su tapınaklarının hepsi birbirinden güzel. Burası Ubud merkeze uzak olduğundan zamanı olanlar için uygun bir bölge.
SEMİNYAK
Bali’de adım attığınız yerde bulunan tapınaklar artık aynı gelmeye başlamışken bu tarafta bizi bekleyen en büyük 2 deniz tapınağı ile kapatacağız bu sayfayı. Tanah Lot ve Uluwatu Tapınağı seminyak bölgesine yaklaşık yarım saat uzaklıktalar ancak ikisi farklı taraflarda olduğundan aynı gün ikisine de gitmek zor olur.
Tanah Lot Tapınağı
Gel git etkisiyle zaman içinde şekillenen kayalık üzerine oluşmuş bu tapınakta, gittiğiniz zamandaki gel git durumuna göre manzara değişebilir ve sahile iniş yasak olabilir. Ben de gel git olduğu için sahile inemedim, böyle uzaktan baktım işte.
Uluwatu Tapınağı:
Maymunların ev sahipliği yaptığı bu tapınağa girmeden önce yine sarong denilen örtüleri belimize bağlıyoruz, sonra da maymunların bizden çalabileceği çanta, gözlük, şapka, kolye gibi her türlü aksesuarı saklıyoruz. Çünkü buradaki maymunlar daha yaramaz, hatta saldırgan. Uçurumun kenarı boyunca yürüyoruz. Her ne kadar hem maymunlar hem uçurum nedeniyle biraz aksiyon içerikli olsa da keyifli bir yürüyüş oldu.
Jimbaran
Uluwatu tapınağı yolu güzergahında olan Jimbaran sahilinin ortasına kurulmuş salaş restoranlardan birinde balık yemeden geçip gidemezdik. Beklediğimizden çok daha lezzetli olan her çeşit deniz ürününü hem çok ucuza hem de sahilde gün batımını izleyerek yediğimiz bu akşam yemeğinden çok keyif aldık. .
EĞLENCE – GECE HAYATI
İşin aslı Ubud’daki doğa ve kültürel gezilerden sonra Seminyak bölgesini eğlenmek için ayırdık kendimize.
POTATO BEACH CLUB: Hem gündüz şahane manzarasıyla hem de gece eğlencesiyle seminyak’ta oldukça ünlü bir yerdeyiz. Giriş ücretsiz. Ancak oturma yerleri kategorilere ayrılmış. Sabah erkenden en öndeki yerler doluyor ve buraları için gün içinde 1.000.000 rupi yani yaklaşık 300 Tl’lik sipariş vermeniz gerekiyor. Arkadaki yerler için böyle bişey söz konusu değil. Ben her kategorisinde bulundum, burası en çok keyif aldığımız favori mekanımız olduğundan ve otelimize çok yakın olduğundan her gün uğradık hiç sıkılmadan.
LA FAVELA CLUB: Gece hayatı oldukça canlı bir yer Seminyak. Bizim gece favori mekanımız da La Favela oldu. Çok kalabalık olmasına ve yeterince büyük olmamasına rağmen müzikleriyle ve ortamıyla tercihimiz oldu.
KUTA
Seminyak’tan taksi ile 15 dk’da geçilebilir.
Bu bölgede özellikle gece hayatı oldukça hareketli olan Legian caddesi ve hemen alt caddesindeki sahil yolu da alışveriş için çeşitli markaların mağazaları, cafe- restoranlar ve de Hard Rock cafe Bali bulunuyor.
Bu bölgenin en ünlü gece kulübü Sky garden. Oldukça büyük ve eğlenceli gösterileri var. Kuta’da zaten gece hayatı daha ön planda.